celine outlet hermes outlet

Nisan 2010 Bodrum Güncesi
Neler mi oldu?
Çok şey oldu! Bu arada fazla geldi üzüntü ve kaygı.
Babam, ardından Feyhuşkanın annesi, Füsun'cuğumun hastalığı ve ona yenilmesi onun kaybının şoku ve aynı gün Oya'nın annesinın ölümü...

Hayat bu!
Doğumlar, düğünler olurken o keyfi doyasıya yaşamalı ki, ölüm çaresiz kapıya dayandığında bu acıyı aşabilecek gücü depolayabilelim.
İçim dopdolu üzgünüm. Çaresiz, hayatı fazla sorgularken buluyorum kendimi... Yüzeysel yaşayan insanları kıskanıyorum.
Sonra düşünüyorum.
Belki de öyle görünmeyi beceriyorlar ama içlerinde fırtınalar kopuyor.
Bilmiyorum onlar içinde üzülüyorum.
Ama bir şey biliyorum ki bu aralar çok üzüntülüyüm.

Yine bir çizgili okul defteri aldım Bodrum'dan.
Çarşıda Camii'nin altında bulduğum minicik kırtasiyeciden.
23 Nisan tatilini bahane edip. Ameliyatımın sarsıntısı ve yorgunluğumu atabilmek için, Bodrum'a kaçtık... Haaa!!! Bu arada bir de, epeydir ertelediğim bir safrakesesi ameliyatı oldum da. 'Tek bir taş var dediler, hareketli değil, istediğin zaman ameliyat olabilirsin ama'...
Seneler geçti erteledim di. Neyse o da bitti...

Dün, deniz kenarında tahta iskemlelerimizde, Akvaryum Restoran da, minik balıklara ekmek atarak, güneşin son ışıklarında, içkilerimizi yudumlarken; Gülden ve Ali ile eskileri yad edip andık. 'Yaaa! Biz nasıl bu yaşlara nasıl geldik... Kendimizi hala 30'larında hissediyoruz' Dedik...
Ama bu halimize kıkır kıkır gülerken, yaşımızı da realize ediverdik...
Bu 60'lar, yaş olarak hızlı girdi bize...

The Marmara Hotel'de kalıyoruz.
Bodrum şehri tüm güzelliği ile ayaklarımız altında, Perşembe akşam vardık buraya...
Cuma, cumartesi, pazar... Akşamüstü döneceğiz..


Bugün hava bulutlu, şehre inmeye karar veriyoruz..
Dükkanların bazıları açık, bazıları tadilatda, bazıları hala kış uykusunda.
Halikarnas'a taksi ile iniyoruz. Sahilden yürüyüşe başlıyoruz, bir iki turist denize giriyor, güneş sıcak, ama rüzgar, henüz serin esiyor.
Mavi Bar, sahilde lacivert pervazları, kireç boyası ve muhteşem begonvili ile dokusunu korumuş tek yer.
Yeni barlar, moteller, oteller.
Çarşı, daha yaz günlerinin doluluğuna ulaşamamış.
Sandalet yapımcılarından sokağa taşan ham deri kokuları, döner ve lokma kızartmaları kokularına karışıyor...
Sahil kasabası yaza hazırlanıyor, erken tatilciler sokaklarda, kahvelerde, kaldırıma taşmış restoranların tahta iskemlelerinde günün tadını çıkarıyorlar.
Marina'ye kadar yürüyoruz.
Denize yeni indirilmiş güzelim,devasa bir guletden, cila ve boya kokuları geliyor.

Kıyıda yer alan, Bodrum'un meşhur pizzacısı, Sünger Pizza'da yerimizi beğenmeyince, Marina'da yer alan, Restoran Creperie'de öğle yemeğine karar veriyoruz.
Teknelerin yelken ipleri, tıkır, tıkır direkleri dövüyor.

23 Nisan Bayramı dolayısı ile çocuklar ellerinde kağıt bayraklarla keyifle dolaşıyorlar.
Bu değişik bir Bodrum Tatile bize... Her sene tekne ile geliriz. Kıyıdan bir başka yaşanır Bodrum. Bu kara tatili çok hoşuma gidiyor doğrusu.

Akşam Küba Bardayız.
Bizim için Bodrum klasiğidir Küba. Çizgisini hiç şaşmaz. Super servis. Lezzetli, net yemekler. Keyfimizi ve tatilimizi bütünlüyor.
İki gece üstüste tercihimizi Küba'dan yana kullanıyoruz...

Şimdi artık dönüş havası başladı bile.
El çantaları toplandı.
Havuza, maviye ve Bodrum Beyazına veda edildi...

Havaalanında, Lounge'da bu satırlar karalıyorum.

Minnoşlarımı çok özledim.
Ceylan'ın yolladığı video'dan, cep telefonundan oğluşları seyrediyoruz  Aytaç la... Bahçede güreşiyor, çimlerde yuvarlanıyor, şakalaşıyorlar..

Off!! Çok özlemişim. Haydi artık evimize, tontişlerimize...

Tavuk suyu çorbama, pijamalarıma ve terliklerime...
Seyahatin en güzel yanı, evimin değerini anlamak.
Yastığımı bile özledim  ;-) Ha ha ha...















Gümüşlük Gün Batımı



2010 Nisan Bodrum

T.E



YORUMLAR
[ 26 Temmuz 2010 Pazartesi ]  inci demircioğlu
tulincim yüreğine ve kalemine sağlık...içinden geldiği gibi aktarmışsın,doğal ve içten..kutlarım seni...
[ 26 Temmuz 2010 Pazartesi ]  serap
seni ve oralari cok ozluyorum.... benim icinde oralarin, ogluslarin, arkadaslarimizin tadini cikar...

Adınız

 

Yorumunuz